askkarasi

baris isvicre'ye gittiginde bu sarabi denemelik olarak getirmisti. deniz'le birlikte icip cok begenmistik. simdi yaver isvicre'den gelirken bi daha istedik, bi canonico'muz daha oldu. uzumunun ismi negroamaro. onu da askkarasi diye turkcemize cevirdik, bence cok yakisti.

yampirik ninja

3doodler'imla baris'a ninja yaptim \o/



uzun zamandir giymedigim bi montun cebinden atlanta'daki caribou coffee'nin peceteleri cikti. ustundeki artwork hosuma gittigi icin saklamisim herhalde. baslarina bi sey gelmeden onlari da kirlikucu'nun bi parcasi yapalim.


fotokopi


depodaki esyalari kurcalarken bunu buldum, umut sarikaya'nin bi yazisinin fotokopisi. o zamanlar umut sarikaya daha yeni gibiydi, ilker'le cok seviyoduk. fotokopiyi de birlikte cektirmistik.

karsamba

topan baris'in arabasiyla istanbul'dan aydin'a gelip lisedeyken gittigimiz yerlerin nostaljisini yapalim derken sabah saat 10'da mide fesati gecirmemize az kaldi. once ismail'in annesinin borekci dukkanina gittik, yemicez yemicez derken her seyden birer tane tadina baktirttilar. fantastik bi tahinli unlu kurabiye yedim ki tadi damagimda kaldi. sonra yolda hayir lokmasi yapiyolar diye gorduk onun kuyruguna girdik. megerse suleyman seba icin besiktaslilar yaptiriyomus. o lokma daha bitmeden topan baris'in karsambacisina geldik. kar helvasi da deniyo, kocaman bi kalip kari bardaga koyup sonra uzerine karadut ya da visne surubu dokuyolar. bunu ablam da cok sevdiginden kucukken evde buzluktaki buzlari kasikla bardaga koydurtup ustune visne receli suyu koyup kendimiz yapmaya calisiyoduk. suleyman seba'nin lokmalarindan bi tanesini de karsambaci dayiya verdik o da yesin diye.

bizim apartmanin duvar kagitlari yirtilinca komple onlari sokup boya yapmaya karar verdiler. bugun de giris katini 3 tane test rengiyle boyayip gostermisler. aksam apartmana geldigimizde zevzekligimiz tuttu. kursun kalemle soldakinin ustune "bu guzel, bu olsun" yazdik, sagdakine "bu da guzel" yazdik, ortadakine de "bu olmasin" yazdik.

eve girdikten bi sure sonra guvenlik evi arayip o yazilari siz mi yazdiniz diye sordu ama gulerek sordu gayet.

ben bir whovian'im

<3 tardis'li plaj havlum. bevrim'in bana dogum gunu hediyesiydi, anca kullanabildim.

zubrowka

polonya'nin bu ickisi bize memin ve gunes'in hediyesi. bison grass flavored vodka diyor. sisenin icinde de bir tel ot var. sek iciliyor sanmistim ama bunu elma suyu ile icmek adetmis. bu gece deniycem bakalim nasil olacak^^

yosun bufe

yeryuzunde gizli sakli kalmis lezzetler var, onlari kesfettigimde cok mutlu oluyorum. karaman'daki yosun bufe baris'in cocuklugundan beri gittigi bi yermis, bugun de birlikte gittik. baris anlattiginda kafamda hic boyle bi yer canlanmamisti, ici tiklim tikis - curcuna icinde bi bufe olacak, bagris cagris siparis iletilecek filan diye hayal etmistim ben ama sapsakin bi yermis megerse.
























yosun bufenin karisik tostunun ozelligi icinde dilimlenmis haslanmis yumurta olmasi. sanirim hayatimda yedigim en guzel tostlardan biriydi. icine azcik pul biber de koymus.

























bu da fiyat tabelasi. peynirli tost sucuklu tosttan daha pahali. karisik tost da peynirli tostla ayni fiyata. yumurtali tostu tabelaya yazmamis, o yuzden herkes yumurtaliyi bilmiyomus diyo baris.
























bu da yosun amca. benim tost daha bitmeden amca gelip (cuma namazi munasebetiyle) ben 5 dakkaya dukkani kapatcam da kusura bakmayin dedi, ben son dilimimle ayranimi elime alip disarda yedim.
















bi de baris bu fan sayesinde cocukken buzdolabinin nasil calistigini ogrenmis. o yuzden bu da hatira olarak kirli kucu'da dursun.

amerika'dan yegenlere hediye olarak bu popsicle kalibini almistik. bolmelerin icine buzlu dondurmaya donusebilecek herhangi bi sivi katip sonra uzerine cubugunu takip buzluga atiyoruz. bugun muzlu sutle denedik. yegenler uyurken ilkinin tadina biz baktik, acaba hediyeyi caktirmadan geri mi gotursek diye dusunuyoruz. bu arada aslinda kolali popsicle da kesin cok guzel olur.

mini scale sacmalik

yegenlerim uzay'la okyanus'un viledalari.

degisikli tavan

bugun is icin yemeksepeti kampusundeyiz. binanin girisindeki alanin tavanini boyle yapmislar, benim pek hosuma gitti. bi de hakim rengi yine kurumsal renklerine uygun olarak turuncu-sari gibi tutturmuslar, ugrasilmis yani.

dev converse cantalari gorunce ben. cirkinlikten bi nefesim kesilir gibi oldu, fizyolojik tepki verdim resmen.

lisedeki (1'i eksik) en yakin arkadaslarimla "deniz ve hayvanlik" temali reunion hatirasina.

bevrim'in migros posetinde bilimsel makale tasimasi.

feyizli kasik

anneannemin seker kasigi. karsi komsusu meftun teyze hediye etmis.

emergency cute stuff


gecen sene yilanci burnunun kirli kucusunun fotografini buraya koymustum, bu sene de onun yavrusu olmus heyyooooo ^^ uyurken sevdim sevdim hic uyanmadi yazik, tuylerinin ici poful poful, bi de sicacik, of allaam cok tatli.





azim feslegeni

simdiye kadar gordugum en kocaman feslegen bu. buyuklugu belli olsun diye elimi de koydum. kokusu da biraz degisikti, limonlu gibi cok guzel. kendisi de baya canli canli direncliydi. takdir ettim, bu feslegen baya iyi bilmis. ari olsam direk gelirdim, arkadaslarima da tavsiye ederdim abi feslegende boyut atlanmis kesin gitmemiz lazim diye.

fistik ezdim

calve'nin fistik ezmesi cok guzel ama icinde hep zararli yaglardan var, gold'da zararli yag yok ama o da sekerli geliyo, peanut butter&co en guzeli ama o da turkiye'de yok. o zaman kendi fistik ezmemi neden kendim yapmayayim?

kuruyemisciden 300 gr fistik alip kabuklarini soyduk. ben dumduz (smooth) degil de parcacikli (crunchy) sevdigim icin birazini kenara ayirdim. onlari sonradan icine atip daha az oguturum diye dusundum.

rondoda bi tur sonrasi boyle oluyo.

rondoda sonraki turlar


bu asamada kenarlara yapisanlari kasikla ortalara iteleyip tekrar rondoluyorum (bu da rendeliyorum dermis gibi bi fiil olarak guzel turkcemize girer belki. ergen cocugun rendeliyorum demesine benziyo biraz. ne var ya! rondoluyorum iste! halamgillere de gitmicem banane)

simdi artik bi seye benzemeye basladi. bu arada icine birazcik da tuz koyduk.

oo baya iyi.

bu sonraya ayirdigimiz partiyi bosuna ayirmisiz bence cunku diger parti de biraz parcacikliydi. bi sonrakine butun fistiklari ayni anda aticam.


en son artistikli hali.

tatli sevenler yaparken icine bal da dokebilir. internette bakinca ekstradan yag koyan da gordum ama fistik yeterince yagli bi besin, o yuzden bence daha da yag eklemeyin.

simdi bunu yapinca ben bu yasima kadar bunu daha onceden neden akil etmedim acaba diye dusunuyorum. hic bilememisim.

fici kopek

ilkin ehere mehere diyerek fotografini cekmistim ama sonra bakinca uzuldum, baya sikinti cekiyo olmali. az yeyip zayiflamayi da bilemez ki simdi bu sapsal, yazik.

snapshot

en sevdigim dandik yemeklerden: fistik ezmeli ekmek + soguk sut.

galiba kendi fistik ezmemi kendim yapmayi deniycem bi kere.

oley lan - episode 2

bir haftadir yolunu gozledigim kahvalti. yasasin evde bi sey pisirip yemesi!

oley lan

"arkadaslar iyidir."

pilab hatirasi

pilab'daki acik ara en komik sey bence bu.
beynimdeki bagira bagira gulme noktasina parmak degil ayak basiyor resmen. o derece.

basit


(aile fotosundaki teddy'ye dikkat)

dun doruk'la hilal'in bebegi oldu, cok degisik. bugun onlari ziyarete gittik. yeni dogan bebekten pek bi sey anlasilmadigi icin aslinda asil doruk'la hilal'i gormek amaciyla gittim. ikisi de bebek de cok sakindi. her seyin bu kadar dogal ve basit olmasindan beklemedigim sekilde etkilendim. iki gun once olmayan bebek bugun dogmus, sut icmeyi ogrenmis, biz yanindayken ilk kakasini yapti, hilal tulum giydiriyo filan. aslinda hayatin en kompleks islerinden birisi olmus bitmis ama ortalik cok sakin ve her sey basitti. bunu da onlarin yanindayken degil yanlarindan ayrilinca farkettim. onlara gitmeden once birisine is icin cok detayli bi mail atmistim, sunu soyle yaparsak soyle olur da yapmazsak boyle olur da, o yuzden bi an once hede hodo... sonra bu anlattigim basitlik hissiyatini dusununce o attigim mail ve daldigim yuz bin tane detay bi sacma geldi. umay bebekten beklenmedik bi perspektif tokadi yedim sanirsam. hosuma gitmedi degil.

yalniz bence ben ne demek istedigimi tam anlatamadim ama olsun artik.

istiriklarim

uzun zamandir bloguma yazamiyodum. yapmayi en cok sevdigim islerden birisi bu, hayatimin resimli logunu tutmak; o yuzden yine devam etmek istiyorum.

nispeten kotu bi olayla geri donmus olucam ama aslinda baskalarinin basina gelenlerle kiyaslayinca o kadar da muhim bi olay degil. 2.5 ay once 2 tane kopek beni bacagimdan isirdi. yaralar epeyce derindi, bunlar nasil iyilesecek diye epey bi sure boyunca aklim almadi, o bosluklar delikler nasil kapanacak, orasi nasil eski haline gelecek filan diye biraz korktum. ama yavas da olsa iyilesiyolar. yazmak isteme sebeplerimden birisi de bu. fotograflari cektigim zamanlarda yanlarina not da alip isirik maceramin logunu tutmustum. baya dusuk bi ihtimal ama baskasini da boyle kopek isirirsa ve benimki gibi yaralari olursa bu anlatacaklarimla rahatlayabilir, benim gibi kafasini karistiran seylerin cevabini bulabilir.

oncelikle, benimki biraz anormal bi durumdu cunku karsilastigim kopekler normalin uzerinde agresifti diye dusunuyorum. karanlik bi bahcede duruyo olmalari agresifliklerini daha da arttirmis olabilir. ben sokaktan gecerken kopek karanlik bahcesinden bana havladi, ben olayi normal karsiladim cunku bolgesini korumaya calisan kopekler havlar ve benim devam ettigimi gordugunde, aslinda benim bi tehlike olmadigimi bildigi icin susar diye tecrube ettigim icin yoluma devam ettim. o sirada sokagin baska bi karanlik kosesinden beliren ikinci bi kopekle birlikte arkamdan gelmisler, bacagima dis gecirdikleri zaman arkamdan geldiklerini anladim. biri dizime saldirdi, digeri alt bacagimin arkasina. ben o aciyla ciglik atip bacagimi cekistirip agizlarindan kurtardim, onlar da ben bagirinca dagildi. epey bi canim yandi, bacagim bastan asagi zonklamaya basladi, butun vucudumu ter basti, gozlerim karardi, hizli hizli oradan uzaklastim sonra da bi kenara oturup bacagima bakabildim. pantolonumu yirtmislar ve ustum basim kan olmustu. pantolon dar oldugu icin yaralarimi cok fazla goremedim. baris'i aradim, ilk mudahale icin bi hastaneye gittik. orada yaralari daha net gorebildim. bundan sonrasini fotograflar anlatsin:


istirildiktan yarim saat sonra ilk mudahale. bu yarayi pantolonu cikarincaya kadar farketmemistim. alt bacagin acisindan buranin acisini hic hissetmemisim sanirim. deligin cevresi epey dagilmis / desilmis duruyodu, gordugumde biraz korktum.
2. gunden itibaren buralar mor-yesil-kirmizi dalgalara burundu. ust taraftakiler sadece siyrik, onlar daha 2. gunden kabuk tuttu ve iyilesti.



sagdaki yarim cemberimsi 4-5 dis izi de kopegin on disleri olmali. bacagimin geri kalani basina geleceklerden habersiz normal rengi ve normal seklinde. ilk gun butun bacagim bastan asagi zonkluyodu, epey agrim ve acim oldu.




2. gun. 24 saat dolmadan yapmak zorunda kaldigimiz 3. pansuman. ilk 2 pansumanda bandajlarin uzerine kadar kanama olmustu. gazli bezin uzerine cikan kan bandajin da uzerine cikmiyosa iyiye gidiyorumdur diye dusundugum gunler. 2. gunden itibaren antibiyotik hapa basladim. bi de thiocillin isminde bi antibiyotik merhemi pansuman sirasinda acik yaralarin uzerine suruyoruz. doktorun verdigi agri kesiciyi sadece ilk yaralandigim aksam kullandim. onun disinda agri kesici icecek kadar ciddi bi agrim olmadi. bu da en cok sasirdigim seylerden birisi. bacaklarimda civi cakilmis gibi delikler varken nasil oluyo da agrim olmuyo, cok ilginc. cok hareket etmesem de bacagimi suruyup minik adimlar atabiliyorum, ama bacagimi tam duzlestiremiyorum. ilk gunlerde ayakta dikildigim zaman zonk diye agri giriyodu, oturup ayagimi uzattigimdaysa geciyodu. 



9 gun sonrasi, dizimin yanindaki yara.



9 gun sonrasi. alt bacagin ustundeki yara genis ve hala derin. uzerindeki beyazliklar eski kremlerin kalintisi. batikondan belli olmuyo ama 4 deligin ortasi epey mor ve siskin / gergin, sanirim odem var. kopegin disleri orayi sikinca damarlar portleyip derinin altina kanama yapmis olmali. odemli bolge hissiz degil ama uyusuk. dokununca bi garip hissediyorum, hic hosuma gitmiyo.



9 gun sonrasi. alttaki delik kucuk gozukse de derinmis sanirim, ilk gunden beri pansumanlarda en cok kanayan deliklerden birisi. bandaji actigimizda yere sipir sipir kan damlatacak kadar coskulu bi delik.





















11  gun sonrasi. ustteki genis deligin henuz kapanmaya niyeti yok. alttaki iyiye gidiyo. odem gecmedi, 4 disin ortasi hala uyusuk. doktor bu yaranin simdiye kadar daha cok kapanmis olmasi gerekirdi ama kapanmamis dedi. icinin sulu olmasi da iyi bisey degilmis. fito isminde yeni bi krem daha verdi. antibiyotik olan thiocillin ve fito'yu karistirip yaranin uzerine suruyorum. doktor kremi spatulamsi bi aletle surmemi onermisti, ben de bu is icin genis yuzeyli yag bicaklarimizi uygun gordum. 2 kremi bicagin uzerine sikip karistirip sonra yaranin uzerine silme bi sekilde surebiliyorum, hem daha acisiz oluyo hem de yaranin icindeki cukurlara krem guzelce dolusuyo. doktor 11 gundur kullandigim 1000 mg'lik antibiyotigi de 2 gun daha uzatti. antibiyotikten dolayi vucudumun faydali bakterileri de gume gittigi icin ishal oldum. ishal icin de ayrica ilac verdi. o ilacin icinde faydali bakteriler var bence, bagirsagima yerlesip yediklerimin emilmesine yardimci olacaklar diye umuyorum.




















11 gun sonrasi. bacagin diger tarafindaki delikler ufaktan kapanmaya basladilar. Bunlar iyi haber. darisi buyuk ve sulu deliklerimin basina.











































15 gun sonra

kontrole gittigimde henuz genc bi doktora denk geldim. yaralari gorunce endise etti, bunlarin bu zamana daha cok iyilesmis olmasi gerekirdi dedi. enfeksiyon icin kan testi istedi, ama sonuclarda enfeksiyon cikmadi. genc oldugu icin galiba ilk defa boyle bi yarayla ben karsisina cikmisim, bu yaralara ne kadar miligramlik antibiyotik verilir, hangi krem verilir diye cep telefonundan bi uygulama acip orada ne yaziyosa bana onu recete etti. o yuzden onun endisesinden korkmadim.

yukaridaki fotograflarin hepsinde yani yaklasik 1.5 ay boyunca yaralari batikonla temizledim. batikonu yaranin cevresine surmek konusunda herkes hemfikir fakat tam da uzerine surulmeli mi surulmemeli mi konusunda gittigim doktorlar ve hemsireler hep farkli seyler soylediler. kimisi yaranin uzerine kesinlikle surme dedi, kimisi "sur sur yarayi kurutur" gibi yuzeysel yorumlarda bulundu :) sadece bi doktor benim de kafama yatan bi sey soyledi, o yuzden onun bakis acisindan ben kendime mantikli geleni sectim. batikon konusu tartismali dedi, surmezsen enfeksiyon kapma riskin daha yuksek olur, surersen de batikon dokulara biraz zarar verdigi icin gec iyilesir, o yuzden duruma gore ikisinden birini uyguluyoruz dedi. ben surmeyi sectim. pansuman icin gittigim hemsireler bazen ozenli pansuman yapti, bazen de kremleri gazli bezin 4 kosesine sikip, o 4 koseyi de yaralarimin uzerine denk getirmeye calismak gibi ozgun bi teknikle pansuman yapti. ozgun teknik nedeniyle bi keresinde kremi gectim, gazli bez dahi yaramin uzerine denk gelmemis ve hemsire acik yaramin uzerine bant yapistirmis. evde kendim bandi acarken bunu farkedince kulaklarima kadar sinirlendim. o gunden sonra da her gun pansumanimi kendim yaptim. elleri yika - yarayi batikonla temizle - gazli bezleri kes - kremi sur - gazli bezi kapat - uzerine de flaster kapat yapinca bitiyo zaten. ilk zamanlar yaralar acidigi icin kendim pansuman yaptigimda, yaralari gorunce bazen gozlerim karariyodu ama sonraki zamanlarda aci gidince cok rahat pansuman yapabildim. yaklasik 2 ay kadar yaranin uzerini kapali tuttum. yara acikken zaten kapali durmasi gerekiyo ama yaralar kapandiktan sonra da surdugum krem orada kalabilsin diye kapali tuttum. 








































































2.5 ay sonra yaralar bu hale geldi. bundan sonra yaralari acik tutucam. bacagimin arkasindaki kisimda hala morluklar var ve isirilan yerin alti yer yer sert - icinde tomur tomur toplasmis dokular var gibi, uyusuk degil ama dokununca bi garip hissettiriyo. 2.5 ay suren morluk mu olur? diye merak edip bugun doktora gittim. megersem olurmus. bu tur yaralar 6 ayda ancak toparlar dedi doktor, o yuzden sislikler de toplasmis dokular da morluklar da normalmis. bundan sonrasi icin yaralarin uzerine thiocillin'le (antibiyotikli bi deri pomadi ile) masaj yap ve yaralar guneste kalmasin dedi. yaz aylarina girmisken bacagimin gunes gormemesi gerektigi kotu oldu, ama yapacak bi sey yok. doku yenilenmesi tamamlandiginda da iz kalmamasi icin contractubex diye bi krem kullanacakmisim. ama bunu pembeli morlu dokular tamamen yenilendigi zaman kullanmaliymisim. bu kremin de etki etmesi haftalar / aylar surebilirmis.
bu sure zarfinda 5 tane kuduz asisi ve 2 de tetanoz asisi oldum. asidan / igneden korkmadigim icin onlar isin en kolay kismiydi.
gelelim herkesin merak ettigi soruya: artik kopeklerden korkuyo muyum? :) yok, kopeklerden hala korkmuyorum ve hala kopekleri cok seviyorum. sadece havlayan bi kopek oldugu zaman olay yeniden gozumde canlaniyo ve hatirliyorum, o kadar. bi de arkamda kopek olmamasina dikkat ediyorum sanirim :) bundan sonra tek farkli yapacagim sey, bana dogru havlayan kopek olursa sallamadan gecip gitmek yerine ona bi hamle yapmak; yerden tas alip atiyomus gibi yapmak olabilir; hööööt! diye bagirmak olabilir - alpha'ligimi belli edecek herhangi bir hareket olabilir. ben bu olayi bi anomali olarak goruyorum. sonucta kopeklerle bissuru bissuru yila dayanan mutual bi iliskimiz var, onlar bizimle takilmayi uygun gormusler, biz de onlara ihtiyac duymusuz ve boyle boyle onlari evcillestirmisiz. onlarla dost olmak bizim icimize islenmis bi sey. o yuzden kirk yilin basi bi isirildim diye kopekten korkacak degilim. hala hayatta karsiliksiz sevgiyi verebilecegim ve alabilecegim belki de tek canli olarak kopekleri goruyorum. onlari sevmek icimden geliyo.